Tag ağrı

ELİT SPORCULARDA AĞRIYA YAKLAŞIM

Elit Sporcularda Ağrı Yönetimi

Ağrı tüm insanlarda olduğu gibi elit sporcular arasında da yaygın bir sorun olup, sıklıkla spor yaralanması ile ilişkilidir. Ağrı ve yaralanma sporcuların performansını olumsuz etkiler. Günümüzde elit sporcularda ağrının tedavisi için kanıta veya uzlaşmaya dayalı bir kılavuz bulunmuyor.

Ağrı, gerçek veya potansiyel doku hasarı ile ilişkili tarif edilen hoş olmayan duyusal ve duygusal deneyim olup nörobiyolojik, bilişsel, duygusal, bağlamsal ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimlerine bağlı öznel bir deneyimdir.

Akut ağrı tedavisinde istirahat, ağrı kesiciler ve fizik tedavi yer alırken, akut ağrının yanı sıra kronik ve nöropatik ağrı da psikolojik yaklaşımlarda önemli yer tutar. Ağrı tedavisinde, altta yatan yaralanma, biyomekanik farklılıklar ve psikososyal sorunlar dahil olmak üzere katkıda bulunan tüm nedenler göz önüne alınmalı ve optimal fayda, minimum zarar veren seçenekler tercih edilmelidir.

Ağrının farklı tipleri

• Akut Travmatik Ağrı
En sık görülen ağrıdır. Spor yaralanmalarında doku hasarı veya ödemle ile ilişkilidir.

• Nöropatik Ağrı
Omurilik yaralanması olan ve paralimpik sporcularda yaygın olarak görülen ağrıdır.

• Kronik Ağrı
Akut yaralanmaya ikincil gelişen, korku ve endişenin ilavesi ile ortaya çıkan ağrıdır.

İlaç Dışı Yöntemlerle Ağrı Yönetimi

Farmakolojik olmayan ağrı yönetimi, ağrının en erken aşamasından itibaren düşünülmeli ve ağrının her tipinde akılda tutulmalıdır. Burada sporcu özellikle akut yaralanmanın nedenleri ve ağrı mekanizması konusunda bilgilendirilmeli, farklı fizik tedavi modaliteleri ve masaj kullanılmalıdır.

• Fizik Tedavi
Rio 2016 Yaz Olimpiyatı’na katılan ülkelerin kafile doktorlarında yapılan bir ankette, doktorların %75’inin ağrı kontrolünde fizik tedaviyi kullandığı saptandı. Fizik tedavide kullanılan seçeneklerin etkinliği net olmasa da kullanımı çok yaygındır.

• Egzersiz
Fizik tedavinin yanı sıra ağrı ve yaralanmaya biyomekanik katkıda bulunan sorunları düzeltme de oldukça önemlidir. Kuvvet ve dayanıklılık egzersizleri yaralanma sonrası rehabilitasyon seçenekleri olarak etkilidir. Egzersiz, zevk almamızı sağlayan bazı (endojen opioid ve kannabinoid) sistemleri aktive edebilir, ödem azaltma durumunu tetikleyebilir ve ağrı önleyici yolları aktive ederek ağrı kontrolüne katkıda bulunabilir.

• Bilişsel-Davranışçı Terapiler (BDT)
Yaralanmadan hemen sonra bir sporcunun endişelerini, eşlik eden ruh sağlığı bozukluklarını ve ilgili çevresel faktörleri belirleyip, bu doğrultuda oluşturulacak psikolojik stratejilere de ihtiyaç vardır. Bu stratejiler genel olarak bilişsel-davranışçı terapiler (BDT) olarak şekillenir.

BDT özellikle kronik ağrı problemleri için etkilidir ve sporcu olmayan kişilerde yapılan çalışmalarda ağrı ve ağrı ile ilgili yaralanmaları azaltmada etkinliği çok net olarak gösterilmiştir. Dolayısıyla bir uzmanın yaralanmış sporcuyu erken dönemde psikolojik olarak değerlendirmesi ve müdahalesi anlamlı bir tedavi seçeneği olabilir.

• Uyku Düzeni
Sporcular arasında kötü ve düzensiz uyku, yaralanma sonrası olabileceği gibi sağlıklı oldukları dönemlerde de yaygındır. Uyku ve ağrı karşılıklı bir etkileşime sahiptir, ağrı uyku düzenini bozar ve uyku kalitesini kötü etkilerken, bozuk uyku düzeni ise ağrı eşiğini aşağıya çeker. Uyku bozukluklarını bu şekilde ele almak sporcunun performansını ve genel sağlığını iyileştirebilir. Normal insanlarda BDT, kendi kendine hipnoz ve farkındalığa dayalı stres azaltmayı içeren psikolojik stratejiler uyku düzenlemede etkin olarak gösterilmiş olsa da sporcularda yeterli çalışmaların olmaması yüzünden etkin olarak ortaya koyulamadı. Ama sıkça başvurulması anlamlı gibi görünüyor.

• Beslenme
Ağrı ve özellikle kronik ağrı ödeme zemin hazırlayan nedenlerden etkilenir. Bununla birlikte gıdaların ve besin takviyelerinin ağrı üzerinde olumlu etkisini gösteren çalışmalar metodolojik olarak yeterli değildir ve sporcularda etkisi üzerine net bir bilgi yoktur. Özellikle besin takviyelerin saf olmayabileceği ve yasaklı maddeler içerebilme ihtimali de akılda tutulmalıdır. Dolayısı ile bu takviyeler şu anda sporcularda ağrı tedavisinin bir parçası olarak önerilemez.

İlaçlarla Ağrı Tedavi

Birçok seçkin sporcu ağrı olmasını önlemek veya ağrıyı azaltmak için reçeteli ve reçetesiz ağrı kesiciler kullanırlar. Bunlar tipik olarak içilebilen, sürülebilen ya da enjeksiyon şeklinde kullanılabilen steroid olmayan ödem önleyici ilaçlar (SOAII), basit ağrı kesiciler, morfin türevi ağrı kesiciler ve reçetesiz satılan tezgah üstü ilaçlardır. Ağrı kesici, steroid olmayan analjezikler ve lokal anestezik kullanımı çok yaygın olup, kullanılması halinde sahaya aynı gün dönmeye izin verilir.

Hafif-orta düzey ağrıda parasetamol, ibuprofen, naproksen, diklofenak gibi ilaçlar ağızdan veya sürme yoluyla verilebilirken, ağrı düzeyi orta-ciddi arasında ise benzer ilaçlar kalçadan veya damardan uygulanabilir. Parasetamolun mide, böbrek ve kan hücreleri üzerine etkisi yoktur. SOAII’ın ise kanamayı artırıcı etkisi olduğu unutulmamalı ve hematom oluşumu veya oluşma ihtimali var ise kanamayı daha artırabileceği akılda tutulmalıdır.

Damardan morfin, fentanil, solunum yolu ile entonoks/nitronoks, pentoks, burundan diamorfin çok şiddetli ağrı durumunda tercih edilebilen ilaçlar olup bunlar kullanıldığında aynı gün spora dönmeye izin verilmemelidir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

• Ağrı kesici kullanımı ağrı tedavisinde etkin olabilir ve farmakolojik olmayan tedavi ile birleştirilmesi durumunda etkinlikleri artabilir.

• Seçilen ağrı kesici en düşük doz ve en kısa süre uygulanmalı, ilaç etkisiz veya ciddi yan etkili ya da yeteri düzeyde etkili olduğunda kesilmelidir.

• İlacın hangi düzeyde ve hangi yolla verileceği, sporcunun genel sağlık durumu iyi bilinmelidir.

• Ağrı kesici kullanırken yasaklı listesi dikkatle gözden geçirilmeli ve gerekirse tedavi amaçlı kullanım istisnası çıkartılmalıdır. Özellikle tezgah üstü ilaç tercihlerinde daha da dikkatli olmalıdır.

• Ağrı şiddetinin ve fonksiyonel durum takibi (görsel analog skala, VISA-A, VISA-P gibi) anlamlıdır.

• İlaç eczaneden alınmalıdır.

• Sporcudan bilgilendirilmiş onay formu alınmalıdır.

• Ağrı ve yaralanma önleme amaçlı ilaç alınmamalıdır.

Sonuç olarak, sporcularda ağrı tedavi kılavuzu halen kesin olarak belirlenememiştir. Ancak bu güne kadar yapılan çalışmalar sonrasında; ağrı tedavisinde ilaç kadar fizik tedavi, egzersiz, uykuyu düzenleme, ruhsal destek gibi ilaç dışı tedavilerin de akılda tutulması önerilir. Eğer ilaca başlandıysa ilacın ağrı üzerine etkisi uygun skalalarla takip edilmeli, ilaç olabildiğince kısa ve yeterli dozda verilmeli, ilacın olası yan etkileri takip edilmelidir. Reçetesiz satılan tezgah üstü ilaç kullanımında ise bunların yasaklı madde içerebileceği akılda tutulmalıdır.

Kaynak

Hainline B, Derman W, Vernec A, et al. International Olympic Committee consensus statement on pain management in elite athletes. Br J Sports Med 2017;51:1245–58.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

BELİM NEDEN AĞRIYOR?

Omurun Yapısı ve Omurilik

Belimiz, diskler ve eklemlerle birbirine bağlanmış omurlardan oluşur. Omurların arkasında bulunan halkaların üst üste gelmesiyle omurilik kanalı oluşur.

Omurilik kanalında, bacaklarımızdan ve iç organlarımızdan gelen sinirlerin oluşturduğu omurilik bulunur (Şekil 1).

Omurganın Yapısı

Kaslarımızın kasılıp gevşemesini, duyumuzu ve iç organların çalışmasını sağlayan bu sinirler omurgalar arasındaki boşluklardan omurilik kanalına girerler. Omurları birbirine bağlayan bağlar ve çevresinde dik durmamızı ve belimizin hareketlerini sağlayan kaslar bulunur (Şekil 2).

Bel Ağrılarının Sebepleri

Sporcuların büyük çoğunluğu hayatının bir bölümünde bel ağrısı geçirmektedir. Bel ağrısının birçok sebebi vardır.

Bağ ve Kas Zorlanmaları

Bel ağrılarının en önemli sebebi bağ ve kas zorlanmalarıdır. Sporda yapılan şiddetli ve tekrarlı öne eğilme, yana dönme, arkaya eğilme, yana dönerek öne veya arkaya eğilme hareketleri sonucunda bağ ve kaslarda zorlanmalar oluşabilir.

Bunun yanında terimizin vücut üzerinde soğuması veya terliyken rüzgârda kalmak, ani ısı değişikliklerine yol açarak kas tutulmalarına neden olabilir. Ağrı bel çevresinde olup bacağa yayılmaz. Hareketlerle artan, istirahatle azalan ağrılar da vardır.

Bel Fıtığı

Omurgalar arasındaki disklerin yırtılması ile içindeki sıvının dışarı çıkması ve sinirleri sıkıştırması sonucu ortaya çıkar (Şekil 3).

Ailesel (genetik) özelliği bulunmakla beraber aşırı ve tekrarlayan yanlış hareketler sonucunda da oluşur. Antrenman sonrasında terliyken rüzgârdan korunmamak ve terin vücut üzerinde kuruması sporcularda sık karşılaşılan durumlardır.

Bel çevresinde başlayan ağrı bir süre sonra kalçaya, bacak arkasına ve ayak parmaklarına kadar yayılabilir. Antrenmanla, ıkınmayla, öksürmeyle ve hapşırmayla ağrı artar. Bazen ayaklarda kuvvetsizlik, uyuşma ve hatta idrar kaçırma gelişebilir.

Büyük olmayan fıtıklar ilaç, egzersiz ve fizik tedavi yöntemleri ile düzelebilir. İlerlemiş hastalarda ameliyat gerekebilir. İster ameliyat olsun ister olmasın hastalar tekrar spora dönebilirler.

Omur Kemiklerindeki Stres Kırıkları ve Bel Kayması

Özellikle arkaya fazla eğilme hareketinin sık yapıldığı voleybol, badminton ve cimnastik gibi sporlarda sık görülür. Arkaya eğilme ile ağrı artar ve kalça üzerine yayılabilir. İstirahatle ağrı azalırken, antrenmanla artar.

Ağrı varken spora devam edilmesi durumunda omurun arka kısmındaki eklem yapan parçaları yerinden ayrılır ve omurlar bir miktar yer değiştirebilir. Bu durumda ayaklarda uyuşma ve kuvvetsizlik gelişebilir.

Çocukluk Çağı Kamburluğu

Çocukluk çağında sık öne eğilme ve ağır kaldırma sonucu sırtta kamburluk, sırt ve bel ağrısı görülür.

Skolyoz

Büyüme çağında özellikle kadın sporcularda sık görülür. Belde yana eğilme, dönme veya sırttaki eğilmelere bağlı olarak belde dönme, düzleşme ve bel eğriliğinde artma gelişir. Sırt ve bele arkadan bakıldığında fark edilebilir.

Doğuştan Oluşan Omur Bozuklukları

Omurlarda doğuştan olan açıklıklar, üstteki omurun alttaki omura benzemesi veya tam tersi durumlar görülebilir. Özellikle ağır antrenmanlar sonrasında bel ağrısı oluşur. Ancak istirahatte ağrı olmaz.

Romatizmal Hastalıklar

Özellikle gençlik çağında görülen bazı romatizmal hastalıklarda bel ağrısı görülebilir. Genellikle sabah yataktan ve kalkarken bel hareketlerinde tutukluk vardır. Eklemlerde şişme, göz sulanması, topuk ağrısı gibi belirtileri de bulunur.

Romatizmal hastalıklardaki bel ağrısı hareketle azalırken istirahat edince artar. Ağrısız dönemlerde spor yapmak mümkündür.

Başka Bölgelerden Bele Yayılan Ağrılar

Özellikle böbrek taşları ve idrar yolu enfeksiyonları bu tür ağrılara yol açabilir.

Genellikle, gelip giden tarzda ağrı, ateş, bulantı ve sık idrar yapma görülür. Kadınlarda rahim hastalıkları ve yumurtalıklara bağlı hastalıklar bel ağrısı yapabilir.

Diğer Bel Ağrısı Nedenleri

• Orta ve ileri yaşlarda omurilik kanalında daralmalar sonucunda bel ağrısı ve ayakta uyuşmalar görülebilir.
• Omurgalarda oluşan kireçlenmeler, çevre sinirlere bası yaparak, bel ağrısı oluşturulabilir.
• Bel omurlarını arkadan birbirine bağlayan eklemlerin yerinden oynaması veya zorlanması ile bel ağrısı oluşabilir.
• Kadınlarda kemik erimesi sonucu oluşan kırıklar bel ağrısı yapabilir.
• Bel kemiği veya sinirlerden kaynaklanan tümörler nadiren de olsa bel ağrısı yapabilir.
• Prostat, böbrek, mide ve bazı kan kanseri türleri de de bel kemiğine yayılım yaparak ağrıya neden olabilir.
• Brusella, tüberküloz, kemik ve disk enfeksiyonları da bel ağrısına neden olabilir.

Kaynaklar

1. Ali N, Singla A. Trumatic Injuries of the Thoracolumbar Spine in th Athlete. In: DeLee, Drez, & Miller’s, edit. Orthopaedic Sports Medicine. Philadelphia: Elsevier; 2000. p. 1582-1592.

2. Grabowsky G, Gilbert TM, Larson EP, Cornett CA. Degenerative Conditions of the Cervical and Thoracolumbar Spine. In: DeLee, Drez, & Miller’s, edit. Orthopaedic Sports Medicine. Philadelphia: Elsevier; 2020. P.1593-1605.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

AŞİL TENDONUM AĞRIYOR

Aşil tendonum ağrıyor, ne yapmalıyım?

Öncelikle aşil tendonun yerini tarifleyelim; aşil tendonu bacak arkasındaki baldır kasları ile topuk kemiği arasındaki bağlantıya verilen isimdir. Ayağının arkasındaki topuk kemiğinin hemen üzerinde iki parmağının arasında sıkıştırdığın yapı aşil tendonudur. Eğer bu bölgede ağrı veya sızı var ise aşil tendonunuzda herhangi bir rahatsızlık olabilir.

“Antrenman esnasında koşarken aşil tendonumdan bir ses geldi ve şiddetli ağrım oldu. Sonrasında antrenmana devam edemedim. Şu anda ayağımda güçsüzlük var ve yürürken çok zorlanıyorum, ne yapmalıyım?”

»Aşil tendonunuz kopmuş olabilir, acil olarak en yakın hastaneye başvurmalısınız.

Aşil tendonumun koptuğunu nasıl anlarım?

Aşil tendonun kopması sıklıkla maç veya antrenman esnasında koşarken meydana gelir. Baldır alt-arka kısmında aniden ‘pop’ sesi ile birlikte şiddetli, bıçak saplanır tarzda ağrı olur.

Baldırda şişlik, sertlik ve morarma görülür. Bacağın alt taraflarında ve ayakta güç kaybı ve ayak bileğinde eklem hareketinde azalma olabilmektedir. Doktorunuzun yapacağı fizik muayene ile tanı konur, görüntüleme yöntemleri ile doğrulanır.

Aşil tendonu neden kopar?

Tendon kopmasında neden tam olarak bilinmiyor ancak farklı görüşler bulunuyor.

Bilim adamları tarafından en çok kabul edilen görüş tendonun yıpranmasıdır.

Diğer görüşler; steroid veya antibiyotik (kinolon türevi) ilaçlarının kullanımı, tendonda oksijen azlığı, kanlanmanın azalması veya iç ısının artması sonrası serbest oksijen radikallerinin tendonda hasara yol açtığı yönündedir.

“Daha önce aşil tendonumda hafif bir yırtık olduğu söylenmişti, spora devam etmeli miyim?”

» Yaptığınız spor türüne, yırtığın miktarına ve mevcut durumuna göre spora devam etme durumunuz değişebilir. Muayene ve görüntüleme yöntemleri ile yırtığınızın son durumu kontrol edilmelidir. Futbol, basketbol, voleybol, tenis gibi sıçrama ve koşu aktiviteleri içeren sporlarda daha tedbirli bir yaklaşım izlenmelidir.

“Uzun zamandır aşil tendonumda hafif-orta derecede ağrı var, ne olabilir?”

» Travmanın eşlik etmediği, uzun zamandır olan ağrı daha çok aşırı kullanım yaralanması olan aşil tendinopatisini düşündürür.

Aşil tendinopatisinde risk faktörleri nedir?

Aşil tendinopatisinin oluşumunda birden çok faktör aynı anda etkili olabilir. Bu faktörler şunlardır:

• Antrenman yoğunluğunda ani artış
• Antrenman programında ani değişiklik
• Aşırı veya yanlış antrenman tekniklerinin uygulanması
• Engebeli/eğimli yüzeyde antrenman yapılması
• Uygun olmayan ayakkabı kullanılması
• Isı artışı
• İlerleyen yaş
• Obezite
• Ayağın aşırı içe basması
• Steroid, kinolon türevi ilaç kullanımı

Aşil tendinopatisi olmamak için neler yapmalıyım?

Denge antrenmanları yapılması ve/veya şok absorbsiyonu iyi olan ayakkabıların kullanılması ile aşil tendinopatisi olma riski azaltılabilir.

Aşil tendinopatisinin tedavisi nedir?

Bu rahatsızlık daha çok tendona binen yük ile ilişkili olduğundan tedavide öncelikle artan yük yani antrenmandaki yüksek şiddetli aktivitelerin (sıçrama, koşu vb.) yoğunluğu veya sıklığı azaltılmalıdır. Aşil tendinopatisinin en önemli ve bilinen en etkili tedavi yöntemi eksantrik egzersizdir. Doktorunuza danışarak size özel egzersiz programı oluşturulması daha doğru olur.

Eksantrik egzersiz nedir, nasıl yapılır?

Eksantrik egzersiz tendonun boyu uzarken kasılmasını sağlayan egzersizlerdir. Aşil tendona yönelik eksantrik egzersiz şu şekilde uygulanır:

  • Ayakların ön yarısı ile bir basamak veya yükseltinin üzerinde durulacak şekilde çıkılır, ağrı olmayan ayağın (tek ayak) üzerinde durulur ve parmak ucuna yükselinir (Şekil 1).
  • Parmak ucundayken ağrıyan ayağa yük verilir (Şekil 2).
  • Ağrılı ayakla (ayağın bulunduğu düz seviyeden daha aşağıya) ağrı hissettiği noktaya kadar veya yapabildiği düzeye kadar inilir (Şekil 3).

Bu egzersizler; ağrı sınırında, 3 set x 15 tekrar, diz düz şekilde ve hafif bükülü, günde 2 kez yapılmalıdır. Bir günde toplam 180 tekrar şeklindedir.

Tedaviyi ne kadar süre uygulamalıyım?

Eksantrik egzersizler en az üç ay boyunca uygulanmalıdır. İyileşme durumunuza göre altı aya kadar bu süre uzatılabilir.

Tedavi süresince antrenmanlarıma ve maçlarıma ara vermem gerekiyor mu?

Şikayetleriniz ve fizik muayene bulgularınıza göre doktorunuzun tavsiyesine uymanız doğru olur.

Altı aydır doktorumun önerdiği egzersizleri yapıyorum, ağrımda hiç azalma olmadı?

Bu aşamada doktorunuza danışmalısınız, doktorunuz gerekli gördüğü takdirde fizik tedavi ajanları uygulanabilir.

Tedavi süresince ne yapmamalıyım?

• Tam istirahat (yatak istirahati) yapmamalısınız.
• Ağrınızı artıracak hareketlere (sıçrama, koşu vb.) devam etmemelisiniz.
• Tendona yönelik konsantrik (sıkıştırıcı) egzersizleri yapmamalısınız.

Herhangi bir ilaç kullanmalı mıyım?

Ağrınız şiddetli düzeyde ise ağrı kesici ilaçlar (tablet veya krem) kullanabilirsiniz.

Manyetik rezonans görüntüleme (MR) tetkikini yaptırmalı mıyım?

Doktorunuza başvurmadan herhangi bir tetkik yaptırmayın. Doktorunuz muayene ettikten sonra gerekli görmesi halinde MR ve diğer tetkiklerinizi yaptırabilirsiniz.

Kaynaklar

1) Khan KM, Cook JL, Maffulli N, Kannus P. Where is the pain coming from in tendinopathy? It may be biochemical, not only structural, in origin. Br J Sports Med 2000; 34(2):81-3.

2) Corps AN, Curry VA, Harrall RL, Dutt D, Hazleman BL, Riley GP. Ciprofloxacin reduces the stimulation of prostaglandin E(2) output by interleukin-1beta in human tendon-derived cells. Rheumatology (Oxford) 2003; 42(11):1306-10.

3) Bestwick CSMN. Reactive oxygen species and tendon problems: review and hypothesis. Sports Med Arthrosc Rev
2000;8:6–16.

4) Komi PV, Fukashiro S, Jarvinen M. Biomechanical loading of Achilles tendon during normal locomotion. Clin Sports Med 1992;11:521–31

5) de Jonge S, van den Berg C, de Vos RJ, van der Heide HJL, Weir A, Verhaar JAN, et al. Incidence of midportion Achilles tendinopathy in the general population. Br J Sports Med 2011;45(13):1026-8.

6) Kujala UM, Sarna S, Kaprio J. Cumulative incidence of achilles tendon rupture and tendinopathy in male former elite athletes. Clinical Journal of Sport Medicine 2005;15(3):133-5.

7) Habets B, Van Cingel R. Eccentric exercise training in chronic mid‐portion Achilles tendinopathy: A systematic review on different protocols. Scand J Med Sci Sports 2015;25(1):13-5.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

OMUZUM NEDEN AĞRIYOR?

Omuz eklemi, anatomik yapısı itibarıyla insan vücudunda en fazla hareket kapasitesine sahip eklemdir. Omuz ekleminin hareket kabiliyetinin limitlerini zorlayan beceriler ortaya koymak, ağrı başta olmak üzere; profesyonel sporcuların omuz eklemlerinde problemlere neden olur. Londra 2012 ve Rio 2016 Olimpiyatları’nda yaralanmaların sırasıyla %5,5’i ve %7’sinin omuz ve köprücük kemiği bölgesinde olduğu raporlanmıştır.

Omuz Anatomisi

Omuz eklemini oluşturan anatomik yapıları anlamak, sporcunun omuz ağrısının nedenini bulması için önemlidir. Omuz eklemi kol ve gövdeyi birbirine bağlar. Ayak, bacak ve gövdeden gelen enerjinin; kol, önkola ve ele aktarılmasını sağlar. Kürek kemiği (skapula), kol kemiği (humerus) ve köprücük (klavikula) kemiklerinin bir araya gelmesi ile oluşur. Bağlar, eklem kapsülü ve eklem içi yapılar (glenoid labrum) omuz ekleminde statik bir sağlamlık, çevredeki büyük (deltoid, trapez, pektoral kaslar vs.) ve küçük kaslar (rotator manşet kasları) ise dinamik bir sağlamlık sunar.

Kaslar Arası Denge

Omuz sağlığının korunması ve omuz ağrılarının engellenmesi için kürek kemiği ve kol kemiğinin ahenk içinde (skapula-humeral ritim) hareket etmesi gerekir. Bu ritmin sağlanması için omuzdaki kaslar belli bir dengede olmalıdır. Bu dengenin bozulması durumunda (skapular diskinezi) omuz yaralanmaları kaçınılmazdır.

Problem yaratan en belirgin durumlardan birisi, omuza dış rotasyon ve iç rotasyon yaptıran kaslar arasındaki dengesizliktir. Özellikle baş üstü hareketlerin yapıldığı branşlarda iç rotasyon yaptıran kaslar, dış rotasyon yaptıran kaslara oranla daha kuvvetli olur. Bu durum aşırı kullanıma bağlı yaralanma riskini arttırır.

Omuz Yaralanmaları

Aşırı Kullanıma Bağlı Omuz Yaralanmaları

Fırlatma hareketi içeren ve raket kullanılan (cirit, tenis, voleybol vs.), baş üstü hareketlerin sık yapıldığı branşlarda (halter, yüzme vs.) daha sık görülür.

Aşırı kullanıma bağlı problemlerde ağrılı bir “sıkışma” hissi olabilir ve genellikle baş üstü hareketlerle tetiklenir. Hafif ağrı ile başlayan semptomlar zamanla artar. Sporcu, genellikle performansı etkilenmeye başladığında tıbbi yardım arayışına girer. Klinik durum kötüye gittiğinde kıyafet giyme ya da geriye doğru uzanma gibi günlük hareketler bile kişiye problem yaratabilir. Gece uykudan uyandıracak kadar ilerleyen vakalarda, toparlanmanın önemli bir parçası olan uyku düzeninin bozulmasıyla sporcularda yorgunluk gibi ek problemler de baş gösterebilir.

Bu “sıkışma” hissinin sebebi tespit edilmeli ve tedavisi, konulan tanı üzerinden yapılmalıdır. Şikayetlerin zamanla geçmesi beklenirse, var olan problem omuz mekaniklerini bozarak tedaviyi geciktirebilir ve altta yatan bir hasar varsa artmasına sebep olabilir. Bu yüzden omuz yaralanması açısından riskli olan branşlarda erken tanı ve erken müdahale önemlidir. Rutin muayenelerle, var olan risk faktörlerinin tespiti ve ortadan kaldırılması, spordan uzun süre ayrı kalmayı gerektirecek yaralanmaların önüne geçmekte faydalıdır.

Aşırı kullanım yaralanmalarına yatkın diğer bir sporcu grubu ise fırlatma sporları ile uğraşan sporculardır. Yüksek hızda ve güçte gerçekleşen fırlatma hareketi, eklemi, hareket kabiliyetinin en uç noktalarında zorlar. Antrenmanlarda ve yarışmalarda fırlatma hareketinin sürekli tekrarlanması omzu yaralanmalara yatkın hale getirir.

Omzun bu tekrarlayan fırlatma hareketlerinden zarar görmemesi için atış mekanizması, hareketin başladığı ayaktan sonlandığı el parmaklarına kadar (kinetik zincir) doğru bir teknikle yapılmalıdır. Kinetik zincirin herhangi bir noktasında var olan yanlışlık, kaslardaki güçsüzlük (ör; kor veya uyluk kaslarında) ya da sporcunun anatomisindeki bir bozukluk yaralanmayı tetikleyebilir.

Darbeye Bağlı Akut Omuz Yaralanmaları

İkili mücadelenin, temasın, itme-çekme hareketlerinin ve düşme ihtimalinin sık olduğu branşlarda (ragbi, basketbol, güreş, bisiklet vb.) daha fazla görülür.

Akut yaralanmalarda kırık, çıkık, kısmi çıkık (çıktı-girdi hissi), bağ zedelenmesi gibi yaralanmalar görülebilir. Omuz kemik kırıkları ve omuz çıkığı acil durumlardır. Bir an önce tıbbi müdahale gerektirir.

Omuz Kemik Kırıkları

Sporcularda omuz kemiklerinden köprücük kemik kırığı en sık görülen kırıktır. Köprücük kemiğinde şekil bozukluğu ve şiddetli ağrı olur. Omuz, hareket etmeyecek şekilde sabitlendikten sonra sporcu hastaneye yönlendirilmelidir.

Omuz Çıkığı

Darbeye bağlı gerçekleşen sık yaralanmalardan bir diğeri de omuz çıkıklarıdır. Omuz çıkıklarında erken müdahale önemlidir. Çıkıklarda kırık olup olmadığını tespit etmek için omuz yerine oturtulmadan önce röntgen çekilmelidir. Çoğu durumda bu durum pratik olmadığından, çıkık en kısa zamanda yerine oturtulur.

Çıkıklarda ileri bir zedelenmeyi engellemek amaçlı, tecrübeli ve ilk yardım becerisine sahip tıbbi personel dışında sporcuya kimse müdahale etmemelidir.

Çıkık yerine oturtulduktan sonra ek tedavi gerekliliğinin belirlenmesi amaçlı, mutlaka röntgen çekilmelidir. Omuz çıkıklarında, ilk tedaviden sonra sporcu iyi bir rehabilitasyon ve kuvvetlendirme programına alınmazsa sakatlığın tekrarlama riski yüksektir. Sporcu spora dönmeden önce iyi değerlendirilmeli ve sporcuda güvensizlik hissi bitmiş olmalıdır.

Eklem Burkulması

Omuz üstüne düşme sonrası sık görülen diğer bir yaralanma ise omuz çatısını oluşturan, kürek kemiğinin üst ucu ile (akromiyon) köprücük kemiğin birleştiği eklem (akromiyo-klavikular eklem) burkulmasıdır.

Omzumu Yaralanmalarından Nasıl Korurum?

  • Rakibi ve kendini yaralayacak fair-play dışı hareketlerden kaçınarak,
  • Kol kemiği ve kürek kemiği ritminin (skapula-humeral ritim) sağlanması amaçlı yapılacak antrenmanları aksatmayarak,
  • Omuz arka kapsülü başta olmak üzere, omuz çevresindeki yapıların esnekliğini geliştirerek,
  • Omuz ve sırt postürünü bozan kas dengesizliklerini düzelterek,
  • Omuz başını yerinde tutan ve rotasyonel hareketleri sağlayan rotator manşet kaslarını düzenli olarak çalıştırarak,
  • Fırlatma hareketi içeren sporlarda, günlük fırlatma sayısını belli bir miktarla sınırlayıp, daha fazla atış yapmanın omza zarar verebileceğini unutmayarak,
  • Spora özgü gereklilikleri göz önünde bulundurup, kinetik zinciri oluşturan diğer kasların (bacak, gövde vs.) omuz ile olan bağlantısını sağlamlaştırarak,
  • Darbeye bağlı yaralanmalardan sonra gerekli tedavi ve rehabilitasyonu zamanında ve acele etmeden uygulayarak ve antrenmanlara yeniden başlama zamanını iyi değerlendirerek,
  • “Sıkışma” ve ağrı gibi şikayetlerin “zamanla geçmesini” beklemeden konusunda uzman bir sağlık personeline danışarak, omuz yaralanmalarından korunmak mümkündür.
DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

KALÇAM NEDEN AĞRIYOR?

Kalça ağrısı birçok spor dalında sporcuların yaygın bir şikayetidir. Direkt travmayla ya da temas olmaksızın aniden gelişebileceği gibi aşırı kullanım yaralanmalarının bir belirtisi olarak karşımıza çıkabilir.

Ağrının ortadan kaldırılması için altta yatan nedeninin belirlenmesi ve tedavi edilmesi gerekir. Sporcuların ağrı hissettiklerinde bir hekime başvurmaları erken tanı, hızlı tedavi ve performans kayıplarının önlenmesi için önemlidir. Sporcularda sık görülen kalça ağrısı nedenlerinden bazıları şunlardır:

Kas Yaralanmaları

Kalça ve kasık bölgesindeki ağrıların çoğunluğu kalça ekleminin hareketini sağlayan kasların yaralanmalarından kaynaklanır. Kaslar tolere edebilecekleri yüklerin üzerinde bir yükle karşılaştıklarında yaralanırlar. Bu yaralanmalar genellikle kasın boyu uzarken kuvvet uygulandığında (eksantrik kasılma) aniden ortaya çıkar.

Kas yaralanması meydana geldiyse egzersiz sırasında veya sonrasında ağrı hissedilir. Ağrı hissedildiğine dinlenilmeli ve soğuk uygulama yapılıp bir hekime başvurulmalıdır.

Avülsiyon Kırıkları

Büyük oranda çocuk ve genç sporcularda görülür. Büyüme kıkırdaklarına yapışan tendonların aniden gerilmesinin kıkırdağı yerinden çekmesiyle meydana gelir. Doğru tanı ve tedavi sporcunun ileriki yaşamı için önemlidir.

Bursitler

Bursalar vücudun bazı noktalarında genellikle kemikler ve tendonlar arasında bulunan sıvı dolu yapılardır. Bulundukları yerde sürtünmeyi ve buna bağlı oluşabilecek yaralanmaları önlerler. Aşırı kullanım ya da direkt travma ile sıvı miktarları artabilir ve ağrılı hale gelebilirler.

Kalçanın dış yan tarafındaki kemik çıkıntının (Trokanter Major) çevresindeki ağrılarda akla gelmelidir.

Kontüzyonlar

Sıklıkla uyluk kemiğinin dış yanındaki çıkıntıya (Trokanter Major) ve pelvis kemiğinin ön üst çıkıntısına (Spinia Iliaca Anterior Superior) alınan darbe ile meydana gelen; çevresindeki yumuşak dokuda morluk (ekimoz), şişlik (ödem) ve ağrı oluşturan yaralanmalardır.

Stres Kırıkları

Kemik yapım-yıkım dengesi dinamik bir süreçtir. Beslenme, egzersiz şiddeti, egzersiz yapılan zemin, kullanılan ekipman ve cinsiyet hormonları gibi faktörlerden etkilenir. Yapım-yıkım dengesinin yıkım lehine bozulduğu durumlarda kemiklerde kırıklar meydana gelir.

Bu yaralanmalar genellikle uzun mesafe koşucularında, kadın sporcularda ve beslenme bozukluğu olan sporcularda görülür. Erken tanı spora dönüş için çok önemlidir.

Kalça Eklemi Osteoartriti

Sporcularda uzun süren kalça ağrılarının önemli bir nedenidir. Kalça eklemini oluşturan kemiklerin yüzeyindeki kıkırdak yapıların genellikle aşırı kullanım nedeniyle dejenerasyonuyla karakterize yaralanmalardır.

Sıklıkla ileri yaştaki sporcularda görülür. Tedavisinde fizik tedavi yöntemleri ve cerrahinin yeri vardır.

Kalça Eklemi Sıkışma Sendromu

Kalça eklemini oluşturan uyluk kemiğinin başı (femur başı) ile pelvis kemiğindeki çukur yapının (asetabulum) anormal temasından kaynaklanan durumdur. Anormal temasın nedeni uyluk kemiği, pelvis kemiği veya her ikisi olabilir.

Sıklıkla kalçanın iç rotasyon (uyluğun içe dönmesi) ve fleksiyon (uyluğun karna doğru bükülmesi) hareketlerinde kısıtlılık ve ağrı ile belirti verir. Erken tedavi edilmezse kıkırdak yaralanmalarına neden olabilir.

Labrum Yırtıkları

Labrum, kalça eklemi içinde yer alan, eklemin stabilitesini artıran kıkırdak benzeri bir yapıdır. Bu yapı ani bir travmayla veya sıkışma sendromu gibi yaralanmalarla uzun sürede zarar görebilir. Labrum yaralanmaları ağrı ve instabiliteye neden olabilir.

Osteitis Pubis

Pelvis kemiğinin ön kısmında bulunan hareketsiz eklemin tekrarlayan zorlanmalarıyla ortaya çıkan ağrılı bir durumdur. Zorlanmaların önemli bir nedeni uyluk iç kısmındaki kasların bu alana yapışması ve egzersiz ile bu alana kuvvet uygulamasıdır.
Genellikle futbolcularda, koşucularda ve hokey sporcularında görülür.

Sporcu Fıtığı

Karın duvarının alt kısmındaki kas ve tendonların zayıflığı ile meydana gelir. Karın duvarı, kasık ve testislerde ağrıya neden olabilen bir yaralanmadır. Tedavisi için bazen cerrahi müdahale gerekebilir.

Atlayan Kalça (Snapping Hip) Sendromu

Kalçanın fleksiyon-ekstansiyon (uyluğun karna doğru bükülmesi ve tersi) hareketleri sırasında atlama hissine neden olan bir durumdur. Genellikle iki şekilde ortaya çıkar. Birincisi kalça abdüksiyonu (uyluğun dış yana doğru açılması) yaptıran kaslar uyluk kemiğinin dış yanındaki çıkıntının (Trokanter Major) üzerinden geçerken oluşur.

İkincisi kalça fleksiyonu (uyluğun karna doğru bükülmesi) yaptıran kaslar kalça eklemi önünden geçerken oluşur, buna “İliopsoas Sendromu” ismi de verilir. Sürtünme nedeniyle ağrı ve şişliğe neden olabilir.

Piriformis Sendromu

Kalçaya dış rotasyon yaptıran (uyluğun dışa dönmesi) kaslardan biri olan piriformis kası kuyruk sokumu kemiğinden uyluk kemiğinin dış yanındaki çıkıntıya uzanır. Bu kasın altından siyatik sinir geçer. Bu kasın gerginliği alttan geçen sinire baskı yaparak kalçadan bacağa yayılan ağrı ve uyuşukluk hissine neden olabilir.

Kaynaklar

1. ADKINS III, S. B. & FIGLER, R. A. 2000. Hip pain in athletes. American Family Physician, 61, 2109.

2. BOYD, K. T., PEIRCE, N. S. & BATT, M. E. 1997. Common hip injuries in sport. Sports Medicine, 24, 273-288.

3. BRUKNER, P. 2012. Brukner & Khan’s clinical sports medicine, McGraw-Hill North Ryde.

4. PALUSKA, S. A. 2005. An overview of hip injuries in running. Sports Medicine, 35, 991-1014.

5. REIMAN, M. P. & THORBORG, K. 2014. Clinical examination and physical assessment of hip joint‐related pain in athletes. International journal of sports physical therapy, 9, 737.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

TENİSÇİ DİRSEĞİ NEDİR? NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Tenisçi dirseği, epikondiller üst kol kemiğinin dirsek kısmında (distal humerus), iç ve dış tarafında rahatça palpe (elle dokunularak yapılan muayene) edilebilen kemik çıkıntılardır. Aynı zamanda lateral (dış) epikondil el bilek ekstensör kaslarının ortak tutunma noktasıdır. Bunlar arasında en sık etkilenen ekstensör karpi radialis brevis (ekrb) tendonudur. Bunun nedeni, kasın lokalizasyonu nedeniyle alt yüzeyinin dirsek hareketleri sırasında kemiğin dış kenarıyla temas halinde olması ve aşınmalara maruz kalmasıdır.

Tarihsel olarak tenis oyuncularında saptanması ve tenisçi dirseği olarak adlandırılmasına rağmen, tekrarlayan el bileği ekstensiyonu (el sırtının ön kola yaklaşmasını içeren hareketler gibi) ve/veya önkol supinasyonu (dışa döndürme gibi) gerektiren herhangi bir spor dalında görülebilmektedir (örn: squash, badminton vb.).

Lateral epikondilit ya da diğer adıyla tenisçi dirseği

• Sıklıkla orta yaş grubunu etkileyen,

• Her iki cinsiyette de eşit olarak görülebilen,

• El sırtının ön kola yaklaştırılmasını (ekstensiyon) sağlayan el bileği kaslarının (ekstensör kas grubu) tekrar eden ve zorlayıcı kasılmaları sonucunda tendonlarda ön planda dejenerasyona ikincil olarak (tıbbi literatürde tendinozis olarak isimlendirilir) gelişen klinik tablodur.

Dirseğin dış tarafında görülen tenisçi dirseği, dirseğin iç tarafında görülen golfçü dirseğine oranla 7-10 kat daha fazla gözlemlenmektedir.

Hasta grubunun yaklaşık %10’u tenis oyuncusudur. Üst düzey tenis oyuncularının yanı sıra rekreasyonel sporcularda muhtemelen teknik farklılıklara bağlı olarak, oldukça sık görülmektedir.

Günlük hayatında sık klavye, tornavida, vibrasyon vb. içeren iş aletleri kullananlar da benzer hareket paterni nedeniyle risk altındadır.

Risk Faktörleri

Sporcular

• Hatalı vuruş tekniği,

• Uygunsuz raket kullanımı,

• Tek el backhand vuruşu,

• Yetersiz kas kuvveti ve enduransı (dayanıklılık) sayılabilir.

Özellikle günde iki saatten fazla spor aktivitesinde bulunanlarda riskin 2 ila 4 kat arttığı, fakat haftalık 6 saate kadar spor aktivitesinde bulunanlarda risk artışının saptanmadığı gözlemlenmiştir.

Genel popülasyon

• Sigara kullanımı,

• Obezite,

• Günde en az iki saat süresince el ve el bileğiyle yapılan tekrarlayıcı hareketler,

• Ağır aktiviteler (ekipman kullanmadan yapılan itme – çekme, kaldırma, indirme ve taşıma gibi aktivitelerde her gün, günde en az on kez 20 kg üzeri yükle çalışmak) risk faktörü olarak gösterilmiştir.

Bu durumlarda sıklıkla aşırı kullanım yaralanması şeklinde karşımıza çıkan ağrı, sinsi şekilde başlar. Ancak detaylı sorgulandığında semptomların başlangıcından yaklaşık 24-72 saat öncesinde zorlu -tekrarlı eksentrik kasılma (ilgili kasın kasılma sırasında boyunun uzaması) ve ağırlıklı el bilek ekstensiyonu içeren aktive saptanabilmektedir.

Belirtiler

Genellikle sporcunun core, rotator cuff ve skapular kuvvetten ziyade, ön kol kaslarını kullanarak yaptığı uygunsuz backhand vuruş tekniği ile sakatlanma riski artmaktadır. Ek olarak tenis oyuncusunda yeni bir raketin kullanımı, ıslak ve ağır toplarla oynama, zorlayıcı vuruşlar (özellikle rüzgâra karşı) sonrasında ortaya çıkabilir.

Ayrıca oyuncunun pozisyon alırken gecikmesinden kaynaklanan, vücut ağırlığını doğru bir şekilde vuruş için rakete aktaramaması nedeniyle güç için ön kol kaslarına aşırı yüklenmesine neden olan geç vuruşlar ile de ortaya çıkmaktadır.

Hastalar sıklıkla dirsek ekleminin dış tarafındaki kemik çıkıntısının (epikondil) 1-2 cm önünde olan el bileği ekstensiyonda iken ağrıdan (sıkma – kavrama kuvvetinde azalmadan) şikayet ederler.

Ağrı başlangıçta aktivite sırasında olurken istirahat halinde gerileme eğilimindedir. Ağrının şiddeti hastalığın durumuna göre spora katılımı engellemeyecek derecede düşük ya da günlük hayatı ve uyku durumunu etkileyecek kadar şiddetli olabilir.

Semptomlar, dirsek tam ekstensiyonda, ön kol pronasyonda (avuç içi yere bakacak şekilde), el bileğinin tekrarlayan dirençli ekstensiyonu veya pasif bilek fleksiyonu ile provake edilebilir.

Dirençli orta parmak ekstensiyonu da sıklıkla ağrılıdır. Dirsek hareket açıklığı genellikle normaldir. Eşlik eden karıncalanma, uyuşma gibi semptomlar beklenmemekle birlikte, varlığında radyal sinir tuzaklanması ayırıcı tanıda düşünülmeli ve bu iki durumun birlikte de olabileceği değerlendirilmelidir.

Tanı tipik öykü ve fizik muayene ile konulur. Rutin görüntüleme gerekli değildir. Olağan dışı şikâyetler olması veya yeterli tedaviye rağmen yanıtsızlık durumunda ek görüntüleme teknikleri kullanılabilir.

Tedavide konservatif tedavi (cerrahi olmayan) esastır. Hastaların yaklaşık %90’ı konservatif tedaviden fayda görürler. Amaç ağrıyı azaltmak ve fonksiyonları arttırmaktır. Önleme tedavide önemli bir yere sahiptir. Ön planda hastanın ağrısı ve şikâyetlerini tetikleyen aktivitelerden kaçınması önerilir.

Ağrı kontrolü için buz ve kısa süreli ağrı kesici tablet ya da krem/jel kullanılabilir. Sonrasında kuvvet ve dayanıklılık kapasitesinin artırılmasına ve ön kol kas esnekliğinin normale getirilmesine yönelik kademeli egzersiz tedavisi uygulanır. Konsentrik (kas boyunun kısaldığı) egzersizten eksentrik egzersize kademeli olarak ilerleme tedavide önemlidir. Ek olarak tendon üzerindeki gerimi ve ağrıyı azaltmak için breysleme kullanılabilir.

Öneriler

Sporcularda hatalı ve yanlış mekanizmaların düzeltilmesi tedavi sürecin için oldukça önemlidir. Bu yüzden spor malzemeleri ve tekniğin değerlendirilmesi gerekmektedir.

Teniste

• Raket sapı ölçüsü,

• Tel gerginliği,

• Raket materyali ve oynanan yüzeyin uygunluğu tenis oynayanlarda ekstensör kaslara yük aktarımını azaltır.

Özellikle submaksimal top vuruşları ile başlamak, vuruş mekaniklerinin değiştirilmesi ve çift el backhand vuruş oyuna dönüşte yardımcı olur.

Bu tedavilerle yanıt alınamayan hastalarda ikinci basamak tedaviler olan:

• Eswt (ekstrakorpereal şok dalga terapisi),

• Tedavi edici ultrason,

• Akupunktur,

• İyontoforez,

• Topikal nitrogliserin,

• Trombositten zengin plazma(prp) ve botulinium toksini gibi tedaviler denenebilir.

İlgili bölgeye iğne ile steroid uygulanmasının kısa sürede sonuçları iyileştirmesine karşın, uzun vadede daha olumsuz sonuçlar doğurduğu gösterilmiştir. Tüm konservatif tedavilere rağmen yanıt alınamayan uzun süreli vakalarda (12-18 ay gibi) cerrahi son basamak düşünülebilir.

Kaynaklar

1. Shiri R, Viikari-Juntura E, Varonen H, Heliövaara M. Prevalence and determinants of lateral and medial epicondylitis: a population study. Am J Epidemiol 2006; 164:1065.

2. Jayanthi NA, Sallay P, Hunker P. Skill level related injuries in Competition Tennis Players. Med Sci Tennis 2005; 10:12.

3. Gruchow HW, Pelletier D. An epidemiologic study of tennis elbow. Incidence, recurrence, and effectiveness of prevention strategies. Am J Sports Med 1979; 7:234.

4. Peter Brukner, Karim Khan ,Brukner & Khan’s Clinical Sports Medicine, Volume 1 Injuries, 5th ed.

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More

YARALANMADIĞIM HALDE DİZİM NEDEN AĞRIYOR?

Konu sporcu olduğu zaman, diz ekleminin kullanılmadığı aktivitelerden söz etmek pek mümkün olmaz. Yapılan hareketlerin çoğu diz ekleminin ve destek dokuların kusursuz bir uyumla çalışması sonucu meydana gelir. Diz ekleminin en çok kullanılan eklemlerden biri oluşu, kusursuz işleyen bu sistemin zarar görme riskini artırır.

Sporcularda Diz Ağrılarının Sebepleri

Sporcularda diz ağrısını açıklayacak birçok sebep mevcuttur. Mekanik sorunlar, çeşitli kıkırdak sorunları, yaralanmalar ve benzer sorunlar sıralanabilir. Yaralanma ile ilişkili durumlara ön çapraz ve diğer bağ yaralanmaları ve menisküs yırtıkları gibi örnekler ilk akla gelenlerdir. Peki ya diz ağrısını açıklayacak bir yaralanma öykünüz yok ise? Her şey yolunda giderken sebebini açıklayamadığınız bir diz ağrısı ile karşı karşıya geldiyseniz?

Antrenmanlarınızın ağrısız ve mükemmel geçmesine rağmen dokularda zamanla aşınma ve yıpranma meydana gelmesi mümkündür. Bu durum hafif seyirli diz ağrıları ile sonuçlanabilir.

Yoğun Egzersizler Sonucu Yaralanma

Büyük bir travma olmadan, sinsi ve yavaş başlangıçlı diz ağrısının en muhtemel sebebi egzersizlerin yanlış formda yapılmasıdır.

Aktivitenin süresi, yoğunluğu ve egzersizde yapılan olağan dışı değişikliklerin sonucu olarak diz ağrısı ile karşı karşıya kalmanız mümkündür. Egzersizler yorucu bir hal aldığında uzuvlarınızın hareketinin kontrolü siz fark etmeden normal formun dışına çıkar. Özellikle koşu, sıçrama gibi sabit tekrarlayıcı egzersizler sırasında dize ait yapılar zarar görebilir.

Tekrarlayıcı Hareketler ile İlişkili Yaralanmalar

Tekrarlayıcı hareketler ile ilişkili yaralanmalar sporcularda ve iş gücünün fazla kullanıldığı mesleklerde çalışan kişilerde oldukça sık görülen bir durumdur. Hareketler düzgün biçimde yapılsa bile, kas ve destek dokular kısa sürede benzer işi defalarca yaptıklarından dokularda fazladan gerginlik yaratıp dokunun yıpranmasına sebep olabilir.

Özellikle sporcular için, kas geliştirme egzersizlerinin bir kısmına fazla odaklanılması ya da aynı hareketin uzun süre defalarca yapılması kasta hasar oluşturur. Bu bağlamda derlenme için yeterli süre tanınmadan yapılan tekrarlayıcı hareketlerin miktarı ile orantılı ağrı, hassasiyet ve güçsüzlük meydana gelebilir.

Kas yaralanması daha muhtemel olmakla birlikte, diz içerisindeki bağların ve yumuşak dokuların hatta aktivite düzeyine göre doğrudan kıkırdak ve kemik dokularının zarar görmesi mümkün olabilir.

Bu çerçevede en sık karşılaşılan ağrılı diz sorunları şu şekilde sayılabilir:

• Sıçrayıcı dizi de denilen patellar tendinit
• Kıkırdak ve menisküs dejenerasyonları
• Stres reaksiyonları ve kırıkları
• Bursitler
• Osgood-Schlatter hastalığı (Çocuk ve gençlerde görülür)

Diziniz Ağrımaya Başladığında

Ağrı, vücudunuzda bir şeylerin ters gittiğini ifade eden koruyucu bir yoldur. Doku hasarına karşı bizi uyarıp çözüm aramaya zorlar. Ağrıyı hissettiğinizde bunun görmezlikten gelebileceğiniz bir durum olmadığını anlamanız ve derlenme için gerekli prosedürleri uygulamanız gerekir.

Evde İyileşme

“RICE” metodu hızlı iyileşme için en iyi yöntemlerden biridir. 4 kelimenin baş harfleri ile oluşan metodun açılımı şu şekildedir.

Bu yaklaşıma ek olarak antrenmanlarda zorlanmaya sebep olmayacak egzersizler seçilmelidir. Bir başka deyişle antrenmanın modifiye edilmesi uygun olur.

Birkaç Gün İstirahat Edin veya Antrenmanlarınızı Azaltın

İlk gün meydana gelen küçük ağrıları dert etmeyin. Kaslar, eklemler ve diğer bağ dokular yoğun egzersiz sonrası bir miktar yıpranır ve ağrı oluşması normaldir. İyileşme için birkaç güne ihtiyaç duyarlar.

Bu nedenle yoğun egzersiz rutinleri sonrası birkaç günlük istirahat, iyileşme açısından yardımcı olacaktır. Tekrarlayıcı zorlamalar sebebiyle oluşan ağrılar çoğunlukla kendiliğinden iyileşir. 1 günü takiben daha iyi hissediyorsanız ancak ağrınız geçmemişse ağrıyı daha hafif hissedene kadar dinlenme süresini uzatıp sonrasında egzersizlere yavaşça dönebilirsiniz.

Ne zaman doktorum ile görüşmeliyim ?

1-2 günlük dinlenmeye rağmen diziniz hala ağrılı ise doktorunuz ile görüşün. Klinik durumunuza göre farklı tedavi planları gerekebilir.
Somut bir yaralanma olmadığı halde dizinizi ağrırken buluyorsanız yalnız değilsiniz! Ağrı sporcuların, yüksek efor sarf eden profesyonellerin her zaman başına gelebilir ve de her zaman mutlak bir şekilde meydana gelmez.

Özellikle tekrarlayıcı hareketlerin bol miktarda yapıldığı aktivitelerde bariz bir yaralanma olmadan zaman içinde sinsice gerçekleşen diz ağrısı oldukça normaldir. RICE metodu ve destekleyici diz breysleri ile bu ağrıların kontrolünü sağlamak mümkün olabilir.

Kaynak
https://www.muellersportsmed.com/blog/post/Why-Healthy-Athletes-Experience-Knee-Pain-Without-an-Injury

DOKÜMANLAR
Bu makaleyi aşağıdaki linkten PDF dokümanı olarak indirebilirsiniz.
Read More
ETİKET BULUTU
adet algılanan yorgunluk ani ölüm antrenman artroskopi ayak bileği ağrı ağırlık aşil tendonu Aşırı kullanım yaralanmaları bağışıklık bel ağrısı beslenme beslenme stratejileri bilişsel bisiklet ergometresi burkulma bırakma carpal tünel sendromu cinsiyete özgü yaralanma COVID-19 dayanıklılık antrenmanı dehidrasyon dirsek disk diyet diz diz yaralanması doku düzensiz beslenme dışsal motivasyon egzersiz enerji yönetimi hazırlık hedef belirleme heyecan hidrasyon imgeleme immobilizasyon iyileşme içsel motivasyon jet-lag kadın sporcu kalp büyümesi kalça eklemi karbonhidratlar kas kas yaralanması kasık ağrısı kaybetme kaygı kemik kilo kilo kaybı klinik bulgu konsantrasyon kontrol koruma korunma Koşucu yaralanmaları kronik kronik tendinit kıkırdak makro besinler Mediyal tibial stres sendromu menisküs motivasyon muayene nefes odaklanma olimpik olimpiyat omurga omuz osteitis pubis performans performans hedefi performans kaybı porsiyon proteinler PRP psikolojik rehabilitasyon rehabilitasyon risk risk faktörleri sakatlık sirkadiyen ritm sosyal medya spor sporcu sporcu fıtığı sporcu kalbi sporcularda seyahat spor hekimliği spor yaralanmaları stres stres kırığı Stres yaralanmaları sürantrene sürantrenman süreklilik sürüş pozisyonu sıcak sıvı kaybı tanı taper antrenmanı tedavi tekrarlayan tenisçi dirseği toparlanma transfer etkisi turist ishali uyku yaralanma yarışmacı yağlar yol haritası yorgunluk yoğun egzersiz yönetim yöntem zihinde canlandırma zihinsel zihinsel hazırlık önlemler ön çapraz bağ