MOTİVASYON: YARIŞMACILIĞI SÜRDÜREBİLME
Hayatındaki herkesin sana inanması için gerekli olan ilk adım, senin kendine inanabilmendir!
Motivasyon, eylemi ya da davranışı harekete geçiren ve yönlendiren içsel bir durumdur. Genel ya da özel, istikrarlı ya da istikrarsız olabilir. Aynı zamanda içsel (gereksinimler, çabalar, hedefler vb. gibi) ve dışsal (ilişkiler, ödüller, sosyal etki vb. gibi) kaynaklardan etkilenebilir.
Bizi motive eden ve harekete geçiren şeylere baktığımızda, bunların bir kısmının bize özgü bazı özellikler olduğunu, bazılarının ise ulaşmak istediğimiz sonuçlara ilişkin olduğunu görürüz. Örneğin, başlangıçta bir spor dalında iyi olmayı, becerilerimizi başarılı bir biçimde sergileyebilmek için isteriz. Ancak ardından madalya, ödül ve tanınma gibi sonuçlar da bizim için etkili hale gelmeye başlar.
Yüzücü Kieren Perkins, dünya rekorunun ardından şöyle demiştir: “performansımı arttırmak için hep kendimle yarıştım, asıl hedefim kendimi geçmekti dünya rekorunu kırmak değil”
Dışsal Motivasyon
Araştırmalara göre dışsal motivasyon, yüksek kaygı ile ilişkiliyken, aynı zamanda sporda da devamlılığı düşürmektedir. İdeal olan, sporcunun içsel motivasyonunu koruyabilmesidir. Eğer sporcu verilen dışsal maddi ödüllere alışırsa, motivasyonu içsel kaynaklardan dışsal kaynaklara çevirmeye başlar. Böylelikle dışsal ödüllerin yanlış kullanımları sonucu içsel motivasyon zayıflamaya başlar.
İçsel Motivasyon
İçsel motivasyonda zaman zaman dalgalanmalar yaşanabilir. Olumlu geri bildirimlerle içsel motivasyon arttırılabilir. Bu açıdan, motivasyonu arttırmada antrenörün rolü çok önemlidir.
Motivasyonu korumak, özellikle üst düzey sporcu ve antrenörlerde her zaman kolay değildir. Yarışmacılık bir tutumdur, vücut bu tutumdan hareketle sadece talimatları yerine getirir. Bu yüzden sporcular için yarışma öncesi hazırlık çok önemlidir.
Motivasyonu Sürdürebilmek İçin Sporculara Öneri
Spor Psikoloğu Beswick, sporcuların rekabetçilikte en üst düzey olan doğal akış haline ulaşmaları için izlemeleri gereken yol haritası ve her aşamanın anahtar noktalarını şu şekilde belirlemiştir:
Cesaret, Bağlılık ve Arzu
En iyisi olmayı imgeleyen bir sporcunun, yol boyunca karşılaşacağı engelleri aşabilecek motivasyonu bulabilmesi olanaksızdır.
Kişisel Hedefler
En yarışmacı ve başarılı sporcular, başarılabilir hedeflere odaklanırlar. Çok iyi olabilecekleri sınırlı sayıda konuyu seçer ve sadece onlara yoğunlaşırlar.
Yaşam Tarzı ve İş Etiği
“Nasıl yaşarsan öyle oynarsın” felsefesinin yansımasıdır.
Olimpiyat dekatlon şampiyonu Dan O’Brien nasıl şampiyon olduğu sorulduğunda tahtaya “1500” ve “36” sayılarını yazmıştır. Pistteki 36 dakikalık patlayıcı bir performans için 1500 saat antrenman yapıyor! Böyle bir iş yükünün altından kalkmak ve her gün rekabete hazır olmak için tek yol sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmektir.
Beijing 2008 Olimpiyatları’nda altın madalya kazanan Birleşik Krallık sporcusu Nicole Cooke, hiçbir zaman altın madalya peşinde koşmadığını vurgulamıştır. Bunun yerine her gün doğru şeyleri yapması altın madalyanın gelmesini sağlamıştı. Yaptıklarının fedakârlık olmadığını, bunun yerine birçok doğru seçim yaptığını ifade etmiştir. Yarışmacı olmak demek, mazerete yer olmayan bir ruh halidir.
Fiziksel, Teknik ve Taktik Açıdan Hazır Olma
Sporcular fiziksel olarak yorgun olursa, gerekli reaksiyonu gösteremezse ya da taktiksel kararlar konusunda kafası karışık olursa motive olamaz ve rekabet edemez.
Zihinsel Hazırlık
İyi bir hazırlık süreci, güçlü bir özgüveni ve zihinsel dayanıklılığı da beraberinde barındırır. Tam anlamıyla yarışmacı bir sporcu, amacına odaklanıp kazanmak için bir yol bulmaya çalışır.
Duygusal Kontrol
Sporcu fiziksel olarak yarışmaya çok iyi hazırlanmış olabilir ama yarışmalar duygusal bir ortamda gerçekleşir. Duygusal kontrol, zihnin (yani düşüncelerin) bedene engel olmasını önleyebilmek açısından önemlidir.
Odaklanma
En önemli etmen, geçmişi unutup o anda kalmak ve olumsuzluk ya da baskının kurbanı olmamaktır. Zihinsel olarak güçlü sporcular, yarışmaya toparlanmış ve dinlenik çıkma ihtiyacının farkındadır ve bu nedenle de her yarışmaya adeta pillerini yeniden doldurmuş gibi girerler.
İyi Alışkanlıklar ve Akış
Akış hali genellikle vücudun otomatik olarak çalıştığı, bir tür “düşünmemezlik” durumu olarak açıklanır. Akış, odaklanmanın çok yoğun olduğu, zaman duygusunu yitirerek ve yapılan işten haz alarak, işin kontrolünün kendinde olduğu hissidir.
Güven de bu durumun önemli bir parçasıdır. Sporcular zihinlerindeki zorlanmaları (var olan şüphe ve endişelerini de) aradan çıkarıp, bedenlerini programladıkları alışkanlıklara güvenmeleri durumunda en iyi performanslarını sergilerler.
Kısacası, işin sırrı şöyle özetlenebilir: Çalış ve güven!
Motivasyonu Sürdürebilmek İçin Antrenörlere Öneriler
Spor psikolojisindeki araştırma sonuçları, belirli antrenörlük davranışlarının sporcuların olumlu psikolojik gelişimleriyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.
Etkili Antrenörlük Davranışları
• Gerçekçi beklentilere sahip olmak,
• Zorlayıcı ancak ulaşılabilir hedefler belirlemek,
• Sporculara olumlu, cesaretlendirici ve samimi geri bildirimler vermek,
• Çabayı ve doğru tekniği de en az sonuç kadar ödüllendirmek,
• Beceri gereksinimlerini ve kuralları uyarlamak,
• Nihayetinde de hataları düzeltirken olumlu bir yaklaşım kullanmak.
Antrenörlere Öneriler
1. Antrenörlük yaparken olumlu, eğitici, yardımcı ve özerkliği destekleyici olun. Cezalandırıcı, düşmanca ve kontrolcü antrenörlük yaklaşımlarından kaçının.
2. Teşvik edin. Bunun en iyi yolu, sporcuların yanlış yaptıklarından daha ziyade doğru yaptıkları şeylere odaklanmaktır.
3. İçten bir şekilde övün. Övgü ve teşvik, içten olmadığı sürece etkili değildir. Sporcu iyi yapmadığını bildiği halde sizin ona iyi iş çıkardığını söylemeniz güvenilirliğinizi zedeleyebilir.
4. Zayıf performansı cezalandırıcı olmayan bir şekilde değerlendirin, objektif olun ve daha iyi olması için ne yapılabileceğini söyleyin.
5. Olumlu olmaya ve olumlu kalmaya özen gösterin. Her şey yolunda gittiğinde olumlu olmak kolaydır. Sporcular bazen düşük performans sergileyebilir. Fakat bir sporcu %100 çaba gösteriyorsa, çabasını da takdir ettiğinizi hissettirmeniz önemlidir.
6. Sadece sonucu değil, doğru tekniği de ödüllendirin. Doğru tekniğin pekiştirilmesi için teşvik edilmesi önemlidir.
7. Yönergelerinizi kısa ve basit tutun. İstediğiniz hareketi çeşitli açılardan pek çok kez gösterin. Bunun için video izletme, zihinsel antrenman teknikleri gibi farklı yöntemleri deneyebilirsiniz.
8. Esnek olun. Kuralları motivasyonu arttıracak şekilde düzenleyebilirsiniz. Bazen ufacık değişiklikler, antrenmanı daha heyecanlı hale getirebilir ve motivasyonu destekleyebilir.
9. Hataları düzeltirken ve geri bildirim verirken olumlu yönleri öne çıkartarak başlayın. Bu sayede sporcunuzun hata yaptığında hayal kırıklığının azalmasına yardımcı olabilirsiniz. Davranışlarınız ve sözlerinizdeki samimiyeti hissettirmeniz, inandırıcılığınızı artıracaktır.
10. Hatalara karşı bakış açınızı değiştirin. Hatalar başarının yapıtaşları ve öğrenme sürecinin doğal bir parçasıdır. Siz hata yapmaya nasıl yaklaşırsanız, sporcularınız da öyle yaklaşacaktır.
11. Coşkulu olun! Sporcular olumlu ve ilham verici ortamlarda daha iyi performans sergilerler. Coşku bulaşıcıdır! Gülümseyin, etkileşim içinde olun ve dinleyin.
Kaynaklar
1. Beswick, B. (2016). Odak Noktamız Futbol. Remzi Kitabevi, İstanbul.
2. Duda, J. L. ve Balaguer, I. (2007). Coach-created motivational climate. In Jowett, S. ve Lavallee, D. (Ed). Social Psychology in sport. Champaign, IL: Human Kinetics.
3. Weinberg, R.S. ve Gould, D. (2015). Spor ve Egzersiz Psikolojisinin Temelleri. Ed. Mustafa Şahin, Ziya Koruç. Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara